Çocukla birlikte tatile çıkmak akıl karı bir iş midir?
Peki ya 9 aylık bir bebekle? Anne sütünü kesmiş, mamaya geçmiş. Sebze çorbası yemeye başlamış ama yağsız, tuzsuz, baharatsız. Yoğurt yiyor ama evde yapılmışını. Meyve suyu içiyor ama evde sıkılmışını.
Ote yandan tatil deyince aklına kaydıraklı havuz gelen 10 yaşında bir çocuğunuz daha var. Onun da gönlünü etmek lazım.
N’aparsınız?
Hem çocuğunuzla hem bebeğinizle rahat edeceğiniz bir tatil köyü ya da otel ararsınız.
Ben de öyle yaptım.
Bebek dostu birkaç tane otel ve tatil köyü var. Sadece valizinizi ve bebeğinizi alıp gidiyorsunuz. Puset, mama sandalyesi, biberon ısıtıcısı, dezenfekte edicisi, maması vb herşey orada var. Bebekler için özel açık büfe var. En organiğinden, meyve püreleri, meyve suları, bebek bisküvileri, mamaları ile dolu. Ya da istediğiniz sebzeleri ya da meyveleri gösteriyorsunuz, blendırda çekip iki dakikada hazır ediveriyorlar, sebze ya da meyve püresini. Bebek ne yiyecek, biberonlar nasıl temizlenecek hiç dert etmiyorsun. Ya da bir akşamcık kocanla başbaşa bir iki saat mi geçirmek istiyorsun.. Hoop çağırıveriyorsun bakıcıyı . ekstraya giriyor tabi bu hizmet. Ücretli yani. Ama olsun. İnsan bir akşamcık olsun bebek ağlamasıyla bölünmeden yemek yiyip, iki çift laf etmek istiyor kocasıyla.
Böyle bakınca bebekli tatil hiç de zor değil. En zor yanı valiz toplamak.
Ama, amaaaaaa… evvet bir aması var... büyük harfli bir AMA hem de.
Bütün bu rahata ancak tatile verecek çok paranız varsa kavuşabilirsiniz.
Hemen kulaklarımda “ne kadar çok” sorusu çınladı. Tabi çok para kavramı kişiden kişiye değişir. Mesela benim için çok pahalı olan bir tatil köyünü geçenlerde Ayşe Arman herkese tavsiye ediyordu. “harika, şahane, mutlaka çoluğunuzu çocuğunuz alın gidin, çok eğlenirsiniz” diyordu. Ben fukaralık edebiyatı yapmayacağım. Asgari ücreti kıstas almıyorum. ( Onlar yaşamayı nasıl başarıyorlar bir muamma benim için. Hatta bir tür mucize. Bilmem farkındalar mı her gün mucize yarattıklarının. ) Eğitimli, karı koca çalışan, orta halliden iyice bir aileyiz. İşte, oturacak bir evi , jetta, focus, serisinden bir arabası olan, çocuklarını (robert kolej olamasa da ) özel okula yollayan, yılda bir iki kez tatile çıkan. Ama yine de harcamalarını hesaplı yapmak durumunda olan.
Bu yıl eve bir bebek gelince, doğal olarak bebekle rahat tatil yapabileceğim otelleri araştırdım. Bir kere sayıları şaışalacak kadar az. Öyle her bebek dostuyuz diyen otel bebekle konaklamaya uygun olmuyor maalesef. Onların kastettiği çocuk havuzu, oyun bahçesi, oysa benim aradıklarım yukarıda saydıklarım. Tur şirketleri de bu konuda çok bilgili değiller maalesef. Ben ancak iki isme ulaşabildim ( ki şimdi burada isimleri lazım değil, ama bir tanesi Ayşe Arman’ın methiyeler düzdüğü tatil köyü). Bir sevinç rezervasyon için tur şirketinde aldım soluğu. Ve yumruğu yedim. 4 kişilk ailemizin (ki hatırlatırım birisi 9 aylık bir bebek, bir diğeri 10 yaşında bir çocuk) gecelik konaklama ücreti 1250 TL. Yanlış okumadınız, binikiyüzelli lira. Bu hesapla bir haftalık bir tatilin sadece konaklama ücreti 8750 TL. Benim maaşım o kadar değil.Taksite böldürsen kaç yazar. 5 gün tatile git, sonra ev kirası gibi aylarca taksit öde. Olacak iş değil tabii. Ben yediğim yumruğun sersemliğini atlatmaya çalışırken, tur operatörü olan şeker kız, üzgünce başını salladı. Maalesef yer yokmuş istediğimiz tarihlerde, hatta ekim ayına kadar doluymuş. Ben de bozuntuya vermedim, başımı salladım üzgünce, “hayallah bebekle gidebileceğim başka yer de yoktu o saydıklarınız dışında, ben n’apabilirim bi düşüniyim”
Bir daha dönmemek üzere fırladım tur şirketinden dışarı.
Allah Kerim. Bulacağız bir yolunu nasıl olsa.
Sevgili Gönül;
YanıtlaSilSana tamamen katılıyorum. Bende kitapsız bir evde büyüdüm ve kitaplarımı ders kitaplarının arasına koyar öyle okurdum. Çünkü bizimlere göre kitap ders çalışmak içindi hatta annem elişi,dikiş-nakış yapmamı ister çeyizine o kitapları koyarsın (hatta koyduda) artık derdi. Şimdi kızımda(kızlar bu konuda daha iyi sanırım)tam bir kitap kurdu. Seninde değindiğin gibi güncel yazarlarıokumaktan hoşlanıyor. Holly Webb, Pierdomenica Baccalario nun kitaplarını bir günde bitiren bir cocuğa Rıfat Ilgaz veya Ömer Seyfettin okumuyor diye kitap okumuyorlar diyemeyiz.
Sevgiler
Beyhan