17 Ekim 2011 Pazartesi

Kitap Okuma Alışkanlığı

Geçenlerde Doğan Hızlan’ın eski bir yazısını okudum. Edebiyat öğretmenleri isyanda diyordu. Öğrencilere kitap okutmakta zorluk çekiyorlarmış. Milli Eğitim Bakanlığı’nın belirlediği 100 temel eserden kitap seçmeleri istenince, öğrenciler en ince olanını seçmeye gayret ediyormuş. Bu kitapları okumak istemiyorlarmış. Doğan Hızlan da öğrencilerin bu durumuna mazeret buluyor kendince. Evinde kitap kütüphane görmeyen çocuk nasıl kitap okusun diyor. Anne babaları ve eğitim sistemini suçluyor. Ben edebiyat öğretmenlerinin şikayetlerine de, Doğan Hızlan’ın  öğrenciler adına bulduğu mazerete de katılmıyorum.  Eğitim sistemi hakkında söylediklerine katıldığımı  belirteyim hemen.  Ama burada bahsini geçirmek istediğim konu o değil tam olarak.

İlk itirazım, “ Kitap okunan evde büyüyen çocuk kitap okur,  büyükleri kitap okumayan çocuk bu alışkanlığı edinemez” tespitine. 
Çocukken en büyük hayalim, kitap dolu bir evde yaşamaktı, çünkü bizim evde kütüphane yoktu. Ders kitabı dışında kitap okumayı fuzuli gören bir annenin çocuğuyum ben. Babamın bana her hafta hiç aksatmadan aldığı milliyet çocuk dergileri, derslerime de bir katkısı olabilir  fikriyle istisna tutulurdu o kadar.  Annemle babamın mezun olduktan sonra ellerine tek bir kitap bile aldıklarını sanmıyorum. Ben görmedim.  Ama ben de, kızkardeşim de tam bir kitap kurduyuz.  Şu an evimde bir oda kütüphane, tam hayal ettiğim gibi.  Kızkardeşimin de salonunda bir duvar kütüphanedir. Şimdi gelelim işin ilginç yanına. Kardeşimin ikizleri var.  Kız, bize çekmiş, okumayı çok seviyor.  Ona kitap yetiştiremiyoruz diyebilirim. Ama oğlan, okumuyor. Ne yaptıksa nafile.  Eşim çizgi romanlarla  kazanmış kitap okuma alışkanlığını, sonra arkası gelmiş.  Buradan yola çıkarak çizgi romanlar aldık. Klasiklerin çizgi romanları, Red Kit, Teksas, Tommiks, hiç biri fayda etmedi.

İkinci itirazım, çocukların kitap okuma alışkanlığı olup olmadığının 100 temel eser ile tespit edilmeye çalışılmasına.  Benim kızım okumayı sever. National Geographic Kids ve Bilim Teknik en sevdiği dergilerdendir.  Kitap okumayı da sever. Ama sevdiği kitaplar yerli, yabancı güncel yazarlara ait kitaplar.  Hareketli, macera ve heyecan dolu kitapları büyük bir keyifle okuyor.  Ama 100 temel eser listesindeki kitapların çoğunluğundan nefret etti.  Çünkü Balzac’ın sayfalarca süren tasvirlerini okumaktan hoşlanmıyor. Ya da Robinson Crusoe ona inandırıcı gelmiyor. Çünkü bu çocuklar bilgisayar, uçak ve tüketim çağının çocukları. GSM, GPS, USB belli bir yaşın üzerindekiler için,  bir araya gelmiş harflerken, onlar için anlam ifade eden kelimeler.  Dünyanın görülmemiş, deşilmemiş hiçbir yeri kalmadı.  Issız ada hikayesi, ancak “Lost “dizisindeki gibi bir esrar içeriyorsa cazip.  Öte yandan, Kızım , Aziz Nesin’i çok seviyor. Çünkü hikayeleri genç, dinamik,yaşlanmıyor.

Artık  mesafeler  kısa, bilgiye ulaşmak hızlı, dolayısıyla bilgiyi eskitmek kolay, çünkü arkasından büyük bir süratle yenisi geliyor. Yavaş davranırsak geride kalırız. PCleri geliştirmek herhalde 30 yıl sürmüştür. Ama şimdi 3 ayda bir model yenileniyor. Tüketim de öyle, artık sadece mevsim başında alışveriş yapılmıyor çünkü mağazalar haftada bir koleksiyon değiştiriyor.  Bu sene giyilen ayakkabı bir sonraki yıl kullanılmıyor artık.

Böyle bir ortamda gençlerden hala Onlara tümüyle yabancı bir çağa ait eserleri okuyarak, okuma sevgisi kazanmalarını beklemek anlamsız. Bence edebiyat derslerinin müfredatı yeniden gözden geçirilse ve modernize edilse;  Öğretmenler durumun sandıkları kadar  vahim olmadığını görecekler.  

3 yorum:

  1. Sevgili Gönül;
    Sana tamamen katılıyorum. Bende kitapsız bir evde büyüdüm ve kitaplarımı ders kitaplarının arasına koyar öyle okurdum. Çünkü bizimlere göre kitap ders çalışmak içindi hatta annem elişi,dikiş-nakış yapmamı ister çeyizine o kitapları koyarsın (hatta koyduda) artık derdi. Şimdi kızımda(kızlar bu konuda daha iyi sanırım)tam bir kitap kurdu. Seninde değindiğin gibi güncel yazarlarıokumaktan hoşlanıyor. Holly Webb, Pierdomenica Baccalario nun kitaplarını bir günde bitiren bir cocuğa Rıfat Ilgaz veya Ömer Seyfettin okumuyor diye kitap okumuyorlar diyemeyiz.
    Sevgiler
    Beyhan

    YanıtlaSil
  2. merhaba Beyhan'cım.
    Sana katılıyorum. geçen yaz bir "halime kaptan" faciası yaşadık biliyorsun. Eda kitaptan nefret etti resmen. Merak edip ben de okudum, tam tersine çok sevdim. Bu olay kızımla aramızdaki kuşak farkının ispatı. Bence edebiyat öğretmenleri tez zamanda kendilerini güncellemeliler.

    YanıtlaSil